YARGITAY BASKANLIGI
17. Hukuk Dairesi 2016/1644 E. , 2018/11686 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda,
kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde
temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A RDavacı
vekili, ... 18.09.2012 tarihinde gerçekleşen terör olayı nedeniyle ... plakalı otobüsün içinde şehit
olduğunu, zorunlu ferdi koltuk kaza sigortası nedeniyle davalının sorumluluğu bulunduğunu, davalıya
yapılan başvurunun reddedilmesi nedeniyle 150.000,00 TL tutarında icra takibi başlattıklarını
belirterek; itirazın 10.000,00 TL'lik kısım için iptali ile takibin devamını talep etmiştir.
Davalı vekili, terör olaylarının poliçe teminatı dışında olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi
içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat alacağı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline
ilişkindir.Alacağın yalnızca bir bölümü için açılan davaya kısmi dava denir.Bir davanın kısmi dava olarak
nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve alacağın şimdilik
belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekir. Diğer bir söyleyişle, bir alacak hakkında daha fazla bir miktar
için tam dava açma imkânı bulunmasına rağmen,
alacağın bir kesimi için açılan davaya, kısmi dava denir. Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun
bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması
gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu ve istem
bölümünde "fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması" ya da "alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum"
demesi, kural olarak yeterlidir.
HMK 109. maddesinde ise, birinci fıkrasında; talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu
durumlarda, sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği; ikinci fıkrasında ise; talep
konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı
belirtilmiştir. İkinci fıkra hükmü 20.05.2015 tarihinde iptal edilmiştir.
Somut olayda davacı vekili 150.000,00 TL tutarında başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın
şimdilik 10.000,00 TL'lik kısmının iptalini talep etmiştir. Bu durumda davacı alacağını 150.000,00 TL
olarak belirlemiş ancak bunun 10.000,00 TL'lik kısmı için takibini devam ettirmek isteyerek alacağın bir
kısmını davaya konu etmiş ve yukarıdaki açıklamalarda da belirtildiği şekilde kısmi dava açmıştır. Bu
nedenle davacının kısmi dava açmakta hukuki menfaati bulunduğu gözetilmeden yazılı olduğu şekilde
işin esasına girmeyerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün
BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/12/2018
gününde oybirliğiyle karar verildi.